Decleration
30 ülkeden, üniversiteler, araştırma kuruluşları, enerji teknolojileri ve endüstrileri imalatçıları, yatırımcıları, işletmecileri, yerel yönetimler, şehir plancıları, mimarlardan oluşan 200 katılımcının yer aldığı Konferansta, enerjinin son kullanım verimliliği, yenilenebilir enerji teknolojileri, dışsal ve toplumsal maliyetler, sürdürülebilir kentler, sıfır enerjili binalar başlıkları altında 150 tebliğ sunuldu.
Yenilenebilir enerjilere dönüşümde önemli rol oynama kapasitesine sahip yerel yönetimlerin IRENEC2011 Konferasına ilgi göstermesi, Maltepe belediyesinin konferans sponsorluğu ve Türkiye Belediyeler Birliğinin desteğiyle 24 belediyeden 31 katılımcının yer alması ve deneyimlerini paylaşması Konferansın önemli bir kazanımı olmuştur. UNDP desteğiyle, GAP bölgesi sürdürülebilir bölgesel kalkınma uygulamalarını paylaşan delegeler Konferansta yer aldı.
Küresel yenilenebilir enerji politikalarında etkili (WCRE, World Council for Renewable Energy) Yenilenebilir Enerjiler için Dünya Konseyi ve (WFC, World Future Council) Dünya Gelecek Konseyi başkanları, çizdikleri geleceğin politikaları ve ufukları genişleten konuşmalarıyla Konferansa katkıda bulundular.
IRENEC2011’de, enerji, ekonomi ve kentlerde yaşanan büyük dönüşümün irdelendiği önemli mesajlar paylaşıldı ve aşağıdaki sonuçlar çıkarıldı:
1. %100 Yenilenebilir enerji tedariği önündeki engeller artık teknik ya da ekonomik değildir. Esas olarak siyasi direnç ve çıkar gruplarının engellemesi söz konusudur. Büyük santraller ve çoğunlukla tekel olan büyük organizasyonlar şeklinde bir yapıya sahip mevcut merkezi enerji üretim sisteminden, her binanın güneş enerjisi, her ormanlık alanın biokütle enerji, her rüzgarlı bölgenin rüzgar enerjisi üretme noktası olabileceği adem-i merkeziyetçi enerji sistemine geçişin yapısal değişimi, mevcut sistemin büyük bir direnciyle karşılaşmaktadır.
2. Dünyada pek çok belde, kasaba, yerleşim ve kentte %100 yenilenebilir enerji hedefleri artık hayata geçirilmektedir. Bu hedef, ütopik ya da hayal ürünü degildir. Almanya , Avusturya, Danimarka ve başka birçok gerçek örnekte görüldüğü gibi, asıl olan doğru politikaların ısrarlı uygulanması ve kaynakların bu alana yoğunlaştırılmasıdır. Bu ülkelerde geçtiğimiz 15 yıl içinde siyasi iradenin tercihi ve kararlılığı ile yenilenebilir enerjilerin teşvik edilmesi, anlamlı (FIT, Feed-in-Tariff) şebeke besleme destekleri ile ve yaygın üretilen yenilenebilir enejilerin istikrarlı arzını sağlayan akıllı şebeke teknolojilerine yapılan yatırımlarla dönüşüm başlatılmış ve %100 yenilenebilir enerji hedefi hayalden gerçeğe dönmüştür.
3. Yenilenebilir enerjilerin enerji kaynağının olduğu yerlerde küçük üretim tesisleri kurmaya imkan vermesi nedeniyle bölgesel yerleşimlerin, yaygın ve hızlı olarak yenilenebilir enerji kullanımına geçişleri, daha büyük ölçekli bir dönüşümden daha kolay olabilir. Turkiye’de yerel yönetimler, bu konuda kapasitelerini geliştirerek, yabancı örneklerden öğrenerek ‘iyi ornekler’ yaratmaya başlayabilirler.
4. Yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygın kullanımı, yeni mülkiyet biçimleri ile elele gelişebilir, yerel yönetimler, kooperatifler, birlikler ve yurttaş gruplarının kendi yerel rüzgar ve güneş santrallerine sahip olduğu örnekler dünyada yaygınlaşmaktadır. Türkiye’de bu konuda hukuki çerçevelerin zorlanamasına ve öncü gruplara ihtiyaç vardır.
5. Yapıların ve inşa edilmiş çevrenin, giderek yerleşimlerin bugüne göre çok daha düşük hatta ‘arti’ enerji odaklari olmaları mümkündür, bugünün teknolojileri ve tasarımı buna olanak vermektedir.
6. Türkiye’de kayda değer bir gelişme gösteren rüzgar enerjisi sektörü, yerli yabancı yatırımcıları çekerek iç pazarı genişletirken, ülkenin bu alandaki teknoloji geliştirme kapasitesinin de yükselmesi yönünde etkide bulunmaktadir. Talep tarafı politikalarının, pazar gelistirmeye ve büyütmeye yönelik kamusal müdahalenin diğer yenilenebilir enerji teknolojilerinde de kritik oldugu görülmektedir.
7. Yenilenebilir enerjilere dönüşümün ekonomiyi canlandırma ve yeni istihdam alanı yaratma etkisi büyüktür ve başta Almanya olmak üzere gerçek örnekler yaşanmıştır. Sanayi birliklerinin bu durumu görüp harekete geçmeleri gerekir.
8. Politik iradenin uzun vadeli ve gelecekteki gelişmeleri dikkate alan enerji, ekonomi ve toplumsal hedefler belirlemesi , geçtiğimiz yüzyıldaki kirli enerjilerle, sürdürülemeyen ekonomik modellerle kalkınan ülkelerinin geçtiği yolu takip etmek yerine, yüzünü geleceğe dönmüş ülkelerin son 20 yıl içinde çizdikleri yeni, temiz enerjiler ve sürdürülebilir kalkınma yolunda yürümeyi hedeflemesi beklenmektedir.